23 Ekim 2008 Perşembe

1)...Bence...


_19 ve 23 yaşları arası ... (2004-2008)
_________________________________________________

18 Ekim 2008 tarihli bir mesaj herşeyi tamamen değiştirdi...

iyi fikirlerin bu kadar çabuk kötüleşebileceğine daha önce hiç şahit olmamıştım.
dişilerle ilgili kurduğum bütün tabuların yıkılmasına şaşkınlıkla tanıklık ediyorum.
bana diyorlar ki, "tamam, herkes bu kadar bokken haklısın, ama evlendikten sonra
da aynı kalmazsın umarım." Haahh!!! ne zannettiniz beni onursuz mu? aile kutsaldır.
Kim zannettiniz beni ha, babam mı?
sadece artık kabul ettim ki, onursuzların dünyasında onurlu olmaya çalışmak salaklıktır.
dediğimi iyi anlayın, onursuzların dünyasında dedim. diğer hatunlarla bi derdim yok.
karşımdaki nasılsa artık ben de öyleyim.
eskiden severdim, istedikleri herşeyi verebilirdim.
kısa zaman sonra bunun gereği olmadığını anladım.
kızlar basit yaratıklardı, basit düşünmek gerekiyordu.
hep biliyordum sevmemem gerektiğini ama uygulayamıyordum
18 Ekim de sevmeyi çöpe attım, tek istediklerini verme kararı aldım.
başından beri kolaydı kızları elde etmek.
ne anladıysanız odur.ben birşey söylemedim.
ne zaman bir kız bir erkeğin ardından ağlarsa bu basit kural geçerli olur.
kızlar buna aşıktır.
sonra da aşağılanmaya ve dövülmeye aşıktırlar.
kızlar basit yaratıklardır.
ağızlarına sıçarsın, yerden yere vurursun, bir de güzelce kuralı uygularsın, tamam.
bütün varlıklarını satın alırsın.
kızlar basit yaratıklardır ve
18 Ekimden beridir hepsi benim kölem.
şimdi hiçbiri terkedemez beni.
boşa hapsettim kendimi.
özgürlük önemli.


tanrının oyun planını insanlığa fısıldaması....

millenium son derece yüzeysel bir isim, insanın bulduğu...
gerçekte olması gereken isim, bencillik çağı.
bencillik nasıl başladı? teknoloji ile....
"televizyon, bilgisayar ve internetle" tavan yaptı
bu 3 faktörle birlikte kaderin gelişme safhasına sıra geldi
giriş gelişme sonuç
gelişme girişten etkilendi
3 faktör insanları, "tüketim toplumuna, sexe ve bağımlı olmaya" davet etti
sonuçta tanrı konuyu bağlamak ve güzel bir finalle sonlandırmak için
insanın elinden 3 şeyi tamamen aldı
"doğa, fedakarlık, iletişim"
böylelikle bencillik çağı kapanmış oldu
insanlık tarihi ve varlığı yeryüzünden tümüyle silinmiş oldu
bu bir yazgı, karşı gelinemez
ilerdeki döneme hazırlanıyoruz, sonuç bölümü
bencillik ilerde şart olacak
su için birbirine giren insanlar, hava, yiyecek vs.
insan insanı öldürecek
zaten bu hep böyle değil mi?


Bence....

erkeklerin ve kadınların zaaflarından bazıları, ilkel genlerimizden kaynaklanıyor

kadınlar neden gidip en odun erkeği bulurlar?
çünkü insanlık tarihinin en başından beridir hiç bir hak ve hürriyete sahip olamadılar.
kadınlara tecavüz edilirdi, kadınlar dövülürlerdi, hakarete uğrarlardı, satılırlardı, yakılırlardı,
kadınlar erkekler tarafından kullanılan paçavralardı...
günümüzde adaleti sağlamak için yasalar konuldu, tamamen olmasa da büyük ölçüde eşitlik sağlandı ancak yukarıdaki saydıklarım ne yazıkki hala devam etmekte.
beyin düşünen ve gelişen bir olgudur ancak genler öyle etkili ki bence hala kadınlar genleri doğrultusunda yaşıyorlar, kullanmadan beyinleri.....

erkekler de çok farksız değil

ata binerlerdi, şimdi araba sevdalısı oldular, avrat önemliydi, o hala değişmedi, silah önemliydi, silah hala önemli, sadece biraz şekil değiştirdi saydıklarım, teknoloji ve gelişen çağla birlikte.
ve hiç şüphesizdir ki erkeğin dövüşme güdüsü. kılıç sallama ve savaşma. hala değişmedi.
maçlarda bağırmak veya sokak dövüşleri sadece kabuk değiştirmiş bir yılanın derileri.
erkek savaşmak için vardır.

ne yazıkki 2 insan cinsi de beynini yetersiz kullanması sonucu genlerine bağımlı yaşıyor.tıpkı dünya üstündeki düşünemeyen diğer bütün yaşam formları gibi.


Bence....
erkekler kadınlaştı, kadınlar erkekleşti. davranış bakımından.
kadınlar erkekler gibi küfrediyorlar,konuşmalarındaki zerafet kayboldu,duruşlarındaki de.
erkeklere kadınlar sahip çıkıyor,erkeklere kadınlar bakıyor, yetiştiriyor.
erkekler de kadınlaştı, kadınlar gibi dedikodu yapıyorlar, "ben şunu yaptım, öbürünü elledim" diye birbirlerine sanki alış-veriş dönüşü aldıkları giysilerin gösterişini yapıyorlar. kadınlar gibi arkadan konuşuyorlar. bir kadını elde etmek için, kadın gibi davranıyorlar.
kadın gibi naz yapıyorlar. yok işte "seni seviyorum" deme, göster ama elletme,
ellet ama verme, vur kaç vs.
sahiplenme,koruma,kollama=sıfır!
ve kadınlar erkekmiş gibi yaşarlarken, erkekler
kadın gibi tüketiyor, gereksiz, gösteriş amaçlı zımbırtılar satın alıyorlar. ne kadar yazık.
bu yüzden ilişkiler artık kısa sürüyor.
eğer karşınızdaki tam bir kadın değilse, ona nasıl bağlanırsınız?
karşı cinse ilgi kalmaz zamanla
herkes biraz erkek, herkes biraz kadın olunca tek fark kalır, karşı cinse has olan cinsel organ
bağlanma olmaz ve ilişkiler kısa sürer
istediğini alırsın sonra yüzüne bile bakmazsın
sende olmayan tek şeyi ondan aldın. aferin.
18 Ekimde farkettim hiçbir kadın tam olarak kadın değil.
insanların suçu yok, kader diye bildiğimiz hayat şartları bizi bu hale getirdi.
bu yüzden ben de artık sadece istediğimi alıp çekip gitmek istiyorum.
ötesini veremezler, sahip değiller ki.....

peki sevgili olmaktaki amaç nedir?
birbirine yardım etmek,birbirini olabildiğince ileriye taşımak.
kültürel açıdan ve diğer bütün açılardan gelişim sağlayabilmek.
iyi vakit geçirmek, eğlenmek vs.
sex elbetteki gereklilik ancak sex en çok sevdiğinle kıymetli ve zevklidir.
peki ilişki ne kadar sürmeli?
olabildiği kadar uzun.
ben demiyorum her sevgiliyle evlenin ya da her sevgiliyi yatağa atın
diyorum ki, her sevgilinin değerini bilin, sanki evlenecekmişsiniz gibi, ama sakın bağlanmayın
onurlu bir ilişki yaşayın. onur çok önemlidir.
Bence....
bu kadar erkek-kadın mevzusu yeter, sıkıldım.


İSTERSEM DEĞİŞEBİLECEĞİMİ "ONLARA" DEĞİŞMEK İSTEMEDİĞİMİ KENDİME KANITLADIM.....

"ASİL AZMAZ, BAL KOKMAZ"

11 Ekim 2008 Cumartesi

2)söz ve müzik

Mart 2 bin dokuz

A. Levent "RE" ile kaldığı yeRden yEniden devam ediyor. Bu onun 3. ve son rap albümü.
Sizi bilmiyorum ama benim için bu albümün yeri apayrı çünkü albüm tamamen bana ithafen yapılmış, isminden anlaşılacağı üzere.

Dönen devran şahidim olsun ki bir daha hiç bir zaman yalnız kalmayacaksın ben ölene dek. Kim sana laf etse beni bulur karşısında artık, ve hangi kız seni üzmeye kalksa, merak etme bütün varlığını silip atacağım. Senin için hiç olacak.


Rüzgar Everest
Dikkat!!!
("dönüş" ve "kafamdakiler" dışındaki ritimler alıntıdır.)
şarkı sözleri A. LEVent 'e aittir.
NOT: RE albümü bir gece, 10 saatlik bir çalışmanın (sözlerin son kez düzenlenmesi,kayıt alınması,müzik düzenleme) sonucunda çıkmıştır.
Sürenin ve donanımların yetersizliğinden kaynaklı kusurlar vardır. Kulaklıkla dinlenilmesini tavsiye ederim, daha iyi verim almak adına.

_
2009Yeni albümden (RE) parçalar için aşağıdaki adreslere tıklayınız.
1.parça ismi:gaflet
2.parça ismi:kar tanem (nefret et benden hep 2)
3.parça ismi:kim tutardı beni
4.parça ismi:ne... ne...
5.parça ismi:tanık (elveda alev 2)
_
2007Eski albümden (varyasyon) parçalar için aşağıdaki adreslere tıklayınız.
8.dönüş (bonus 2) (100 yıl sonraya filminin özgün müziği)
_
2005Eski albümden (denge) parçalar.
1.kafamdakiler
2.rap müzik
3.4. ve 5. parçaların hepsi burda
6.şizofrenlik

2004 (deneme) albümü
1. barbarların istilası
2. söz canbazına övgü
_________________________________________________

GAFLET


Eğlenceli günlerdi ha?
Eski günleri özlüyor musunuz?
Andığınız o günlerde kim vardı?
x
Zirvedeydim vardı herşeyim, sevgilim ve param,
eğlenceli bir akıl, zıkkım da olsa bir okul,
ve arkadaş sandıklarım.
Birden herşey çöktü,
altında sahip olduklarım kaldı,
ve umutlarım.
Topladım eşyalarımı,
ardından yaktım sigaramı.
Hayatımın uçurumdan belirsizliğe doğru düştüğünü gördüm,
izledim ve sadece bekledim.
Yazık, boşa verilmiş emekler nasıl da dağılıyor duman gibi,
hayatım ve evim ipotekli,
şimdi dönmüş vefasızlıkla suçluyorsunuz bir de beni.
x
Ne iyilikler ettim ben.
Neden görmez nankörler.
Ne iyilikler ettim ben.
Neden görmez nankörler.
x
Hep vardım darınızda,
dostun iyisi kötü günde belli olur bilhassa,
hangi kötü günümde vardınız yanımda,
geldi mi ben varken sırtınız yere?
Az mı çalıştım yardım etmeye?
Keşke her derdinizi saatlerce dinlemeseydim.
Keşke sorunlarınızı çözmeseydim,
ve keşke yine vicdana gelipte,
“keşke o sözleri demeseydim” demeyecek olsaydım.
Arkadaşlığıma laf atma gafleti ha?
Nedir bilmezsiniz emek.
Nedir bilmezsiniz hak.
Kılıma haksız bir söz dokunsa,
bazen dehşet dolar içim,
bazen cevap vermemek isterim,
ama bu sefer coşar cinnetim,
ya da bazen ahmak ve hayırsız olmak isterim,
sırf öyle yaşamak daha kolay olduğu için,
beceremem ne yazık ki ben
ama yalnızlığım şahit olacaktır intikamıma.
x
Ne iyilikler ettim ben.
Neden görmez nankörler.
Ne iyilikler ettim ben.
Neden bilmez nankörler.
x
Zor günde hiç yokturlar.
Sonra derlerki bir ara bir sor bir.
Zor günde hiç yokturlar.
Sonra derlerki bir ara bir sor bir.
Zor günde hiç yokturlar.
Sonra derlerki bir ara bir sor bir.
Zor günde hiç yokturlar.
Sonra derlerki bir ara bir sor bir.
x
Benimle konuşmak istemiyorsan konuşma!!! benimle.
Kandırdın, yalanla hem çevreni hem çehreni... Kandırdın.
x
Yaşattım mı kötülük, yaptıklarımdan ötürü.
Ödetmeye çabalar hesabı.
Basmaz hiçbişeye kafası.
Geçilmezdir havası.
Tavır yapması ise cabası.
Sanal aleme kurban verdi,
haketti mi merhameti?
x
Ne iyilikler ettim ben.
Neden görmez nankörler.
Ne iyilikler ettim ben.
Neden bilmez nankör.
x
Ne iyilikler ettim ben.
Kıymet bilmez nankör.
Ne iyilikler ettim ben.
Neden görmez nankör.
x
Ne iyilikler ettim ben.
Neden bilmez nankör.
Ne iyilikler ettim ben.
Kıymet bilmez nankörl er
x
Han gi bi rinde gaflet?
Ahım tutar nihayet.
x


KAR TANEM


İnan sana ait hiçbirşey kalmadı içimde
ama söylenmesi gereken sözcükler kalmış 3. çekmecemde
sana papatyaları mutlu olman için,
ayrıca özür dilemek için aldım,
biliyorum papatyaları sevdiğini,
bir??? kaç haftalığına da olsa,
seninle olsun istedim,
kuruyunca atacaksın,
eskiden sevmiş olduğun halde,
şimdi dediklerim bana birini hatırlattı da,
sorma gitsin be,
belki de kuruyan o değildir,
eski bir çiçektir,
sadece.
x
Mahsenimde saklı bir kor var,
ve de nereye çıktığı belirsiz basamaklar,
adım attıkça sıçrar dalga misali lavlar,
piyanonun acısını bilmesen de dinlersin,
ve parmakların hisseder dokunuşunu,
duyan kulaklar değil de neden yüreğim acır?
Çıkma n'olur ince tonlara,
yoksa ben için ölüm olur her nota,
her bir ritim.
x
Nakarat x 4 (bütün unutulanlar için, son kez)
x
Unuttun beni kar tanem
benim soğuk alevim
hayallerimde olmuştun hem eşim
hem de gidebileceğim tek evim
x
yıllansada yıllar, unutmam seni kar tanem
elin eşsiz alevi, demiştim ya
“nereye gidersen git aklımdasın”
her an birlikteyiz sevgilim
x
KİM TUTARDI BENİ


İhtiyacım varken arkadaşlar nerde?
Gerekirken olmak zor günde dirlikte.
Dertliyken hani gelirdiniz olsam nerde.
Kopmazdık kalacaktık hani hep birlikte.
x
Öleceğim güne akarken hayatım.
Yanlız yaptıklarım arkamda bıraktıklarım.
Gitsem de unutmaz sadıktır yazdıklarım.
Kim tutardı sanki bıraksam kendimi.
x
NE... NE...


Çamurdansın, çamurdanım, evrimleşen bir bilgiyim,
atalarımızız, bütün canlılarız,
bütün hissiyatım,
sen devamın olacak, seni taşıyansın,
acılarını taşıyacak olansın,
sen evrimleşen bir bilgisin,
ben kimlik değiştirmiş bir isimim,
iyiyken vurulan genç bir intikamım,
küllerimden yeniden doğan...
x
ve ben Everest'ten esen soğuk Rüzgar,
sırasını bekleyen bir yalnız rakkam,
sıfır virgül trilyonda 23
sen, ben, herkes, hep bir biriz.
Aklı olan bir kuklayız.
Haklı olan bir kuklayız.
Canı olan bir kuklayız.
Canı yanan bir kuklayız.
x
Düşünce bir tanım değil,
ne sonsuzluk ne de hiçlik,
ne başlangıç ne de sondur,
ne zamandır ne de yerdir,
ne vardır hep ne de yoktur,
ne önemli ne de önemsiz,
bunlar basit kavramlardır,
hem herşeydir hem hiçbirşey.
Ya kesindir ya da belki,
dediklerimin belki ilki,
olasılıkların hepsidir belli,
ya kötüdür ya da iyi,
ne varlıktır ne de yokluk,
ne açlıktır ne de tokluk,
ne savaştır ne de barış,
hem nedendir hem de sonuç.
Hem etkidir hem de tepki,
saydıklarımın elbet hepsi,
hem irade hem de zevktir,
kuklanın vereceği son nefesi,
yokoluşsa sonu,
sonucun nedeni neydi?
tesadüf değil varolmak belki,
inanmak karma şans bedbaht,
bunlar yanlız kavramlardır.
Kuralları ters çevir,
eşitliği zıtlık kullan,
zaten bütün yazdıklarım da yanlız sade bir kavram
düşünmektir esas kavramlara anlam katan,
düşünce enerjiyse herşeydir,
ya benliğiz ya bir bitki,
ya da hepsinden hiçi.
Ne bir sesim ne de sessiz,
ne suçluyum ne de suçsuz,
ne günahım ne de sevap,
ne meleğim ne de şeytan,
kesinlikle herşeyim,
ben kesinlikle hiçbirşeyim,
hem geçmişim hem de gelecek,
bunların arasındaki bir şimdiyim.
x
TANIK


Ha ha!!! Hani demiştim ya; “sevmeyen birini anlatmam gerekirse seni hatırlarım” diye,
hatırladım!!!
içki getirin laaan, dağıtırım!!!
x
(haahh!) cici bicilerini giy
sonra git de bir aynaya bak
(gör) nasıl olmuş millet sapık
herkes kültürel çöküşe tanık
x
(hey) simsiyah makyaj yap
kız pearcing'lerini mutlak tak
(ve) rock barda bir bira kap sen
ne yazık, gönlüm rock kızına aşık
x
işte şimdi tam vakti, üzerine alın punk'çı serseri,
sana konuşuyorum yine,
anlaşılan sarışın arkadaşını da çekiyorsun bataklığına,
onun suçu ne sence, o pis ellerini sürmeden önce
o kadar tatlı kızdı ki, eninde sonunda farkedecek senin *oktan biri olduğunu,
keşke hiç olmasaydın, ama değiştiremezsin keşkeleri
benim safım belli,
sen eğlendir içki masalarında elalemi,
zerre kadar önem taşımıyorsun onlar için,
e zaten bunun farkındasın,
bu sebepten o kadar makyaj yapmaktasın,
peki içindeki yalnızlığının kamuflajını hangi makyajla yapabileceksin?
Eninde sonunda kendini mutsuz ve kimsesiz hissedeceksin.
Ortamlarınızı gördüm son derece basit,
içeriye girdim, kafam son derece karışık,
etraf tıkış tıkış ve kafam kadar karmaşık,
oturdum yanınıza sıkış tepiş,
ne mümkün konuştuğunu duymak?
iki tarafta birbirinin on cümlesinin beşini anlamıyor
yine de gülümseyip salak salak kafa sallıyor.
Nasıl olsa karşındaki de bir o kadar salak
boşver!!! ***salla hadi kafanı nasıl olsa kimse çakmıyor.
x
cici bicilerini giy
sonra git de bir aynaya bak
(gör) nasıl olmuş millet sapık
herkes kültürel çöküşe tanık
x
(hey) simsiyah makyaj yap
kız pearcing'lerini mutlak tak
(ve) rock barda bir bira kap sen
ne yazık, gönlüm rock kızına aşık
x
arkadaşlarım dışarıda sağlam bir ortam için beni bekliyorlardı,
çıkmam lazımdı, kafamı bi çevirdim ne gördüm o esnada?
Bizim ufak rockçı kızımız yaslanmış başka bir herifin omzuna,
karıştırmıyorum değil mi?
Bu 2 gün önce de yattı benim omzuma,
anladım o anda bulunmuyorum doğru bir yerde,
doğru bir mekanda, arkadaşlar ben kaçar, bana Müsaade,
“hey Levent nereye, yeni gelmiştin oysa içeriye???”
içimden dedim kusura bakma, ben kızımı paylaşamam,
eğer arkadaşımsa da onu yok yere omzuma yaslayamam,
teşekkür ettim, ayrılırken arkam dönük gördü 3. gözüm
hala devam ediyor bakmaya hatun,
onun yanındaki de hatunu yemeye ve birasını içmeye,
her taraf duman altı, onun da altı binbir ilişki,
insanlar tükeniyor, hiç dinlenmeyen ***yüksek sesli*** alternatif rock müzikle
x
cici bicilerini giy
sonra git de bir aynaya bak
(gör) nasıl olmuş millet sapık
herkes kültürel çöküşe tanık
x
simsiyah makyaj yap
kız pearcing'lerini mutlak tak
(ve) rock barda bir bira kap son
ne yazık, gönlüm rock kızına aşık
x
GarsoooN!!!
x
neyse boşver,
nasıl olsa kimse dinlemiyor...
x


Nefret Et Benden Hep

Yazdığım parçalar umarım etmez madara,
2 paralık adamlara
cesaretten değil midir sevdiğini söylemek, yapılmayanı yapmak ha?
Neyse kimin umurunda, nasıl olsa…
x


Bir kere bağlandım ben sana,
Dönüşüm yok başkasına,
İnkar et sen, yada etmesen,
Ne kadar uzaksan bana,
O kadar yakınım sana,
x


Gerçekler böyle, değişmez asla,
Beni sevme sen, yalanlar söylesen
sen kendine, nefret et benden hep,
Çünkü seviyorum seni,
Böyle çok daha
x


Zamanında dinlemedin, benim gibi sen de sevilmediğini görmek istemedin,
bu bizimki mazoşistlik emin ol, dişilerin beklentilerini karşılamak zor,
kaşta, bir tane de pearcing dudak altında, sırtta dövme, isyan ettirir düşünceler kalemime,
dile getirmek düşer üzerime yazılan kelimeleri, hiçbir laf anlatamaz kafamdan geçenleri,
hayal bile edemez dün muhabbet ettiklerim,
sormak gerek, aşk nedir, sukut nedir, söz gümüşse;
hele ki bilmediğin bir duygu üstüne yorum yapmak yormaksa dili;
susun ve bırakın nakarata kendinizi…

x

Bir kere bağlandım ben sana,
Dönüşüm yok başkasına,
İnkar et sen, yada etmesen,
Ne kadar uzaksan bana,
O kadar yakınım sana,
x


Gerçekler böyle, değişmez asla,
Beni sevme sen, yalanlar söylesen
sen kendine, nefret et benden hep,
Çünkü seviyorum seni,
Böyle çok daha
x


En başında beni sevmesen bırakır giderdim,
sevmesen beni, nefret etmezdin benden boş yere,
Benden nefret ettikçe sevgim daha da güçlendi, bir çok cümle saymak isterdim yüzüne,
ama çoğu söylendi, seni seviyorum Şule demek isterdim,
ancak seni haketmeyenin ağzında kirlendi,
alevinle yazdığım sözcükler kağıtlarla birlikte küllendi,
simsiyah bulutlar bile hislendi,
üzerime gelen duvarlar dillendi,
aynamdaki çılgın, senin değerini bilendi,
hala inkar mı edeceksin, benim seni önemsediğimi,
arkadaşlarına, inanmadığını mı söyleyeceksin?
Hala inat mı edeceksin, gerçeklere yummaya gözünü?
Evet, belki de hiç sevmedim seni,
Özlemiyorum sesini,
Tamam, öyle olsun
Bir şey diyim mi Şule?
Neye istersen ona inan
Hiç sallamam
Çok geç geçmişi değiştirmek için
Umarım en azından bunu farkedersin
Ve şunu bil ki nereye gidersen git
Herzaman benimlesin, aklımdasın
Ne yazık ki…
x


Bir kere bağlandım ben sana,
Dönüşüm yok başkasına,
İnkar et sen, yada etmesen,
Ne kadar uzaksan bana,
O kadar yakınım sana,
x


Gerçekler böyle, değişmez asla,
Beni sevme sen, yalanlar söylesen
sen kendine, nefret et benden hep,
Çünkü seviyorum seni,
Böyle çok daha
x


Şu dünya benden aşıkları gördü,
ihanetin en ağırlarını gördü,
karşılıksız sevenleri gömdü,
lakin, böyle aşık bir ben,
bu kadar kızgın bir Levent göremedi,
bırak, sevme daha iyi,
artık bittik,
yine de zihnimdeki Şule bitmedi,
şunu biliyorsun ki, seni sevmeyi, deli gibi sevdim ben,
kana kana su içmek gibisin,
bitmesini istemediğim bir şarkının sürmesini dilemek gibisin,
seni benimsesem de, benim değilsin,
nefes alıp vermem seni sevmem gibi,
yetersizdir anlatımlar, ifade ederken sana hissettiklerimi,
tekrar ediyorum şimdi;
sadece zihnimdeki Şule bitmedi,
ama artık kalmadı onun da bir önemi,
biliyorsun ki;
içime ne kadar sinsen de, sensiz de yaşarım,
sonuçta ihtiyaçlarım belli, ben bir insanım,
değilsin sen benim canım ve hayatım,
neden kör oldu Ray Charles bilirsin belki,
kendi psikolojisi yüzünden,
tıpkı senin beni kör edişin,
ama endişe etme gerçekleşmedi hayallerim,
sokakta insanlar görüyorum,
beni yalanlayışını görüyorum,
yaklaştıkça insanlara birçok dişiyi ve herbirinin yüzlerini görüyorum,
hepsi aynı,
ve maalesef değil hiçbiri senden başkası,
çünkü…
x


Bir kere bağlandım ben sana,
Dönüşüm yok başkasına,
İnkar et sen, yada etmesen,
Ne kadar uzaksan bana,
O kadar yakınım sana,
x


Gerçekler böyle, değişmez asla,
Beni sevme sen, yalanlar söylesen
sen kendine, nefret et benden hep,
Çünkü seviyorum seni,
Böyle çok daha

x


Elveda Alev



Tanıdığın birkaç arkadaşımı, anıl’ı ve ablamı haklı çıkardın,
Bana sorarsan gerçekten iyi bir insandın,
Peki seni seven biri varken, neden böyle davrandın?
2 parçamın özetisin sanma, 3.’yle birlikte sayfalarca anlatıldın,
muhtemelen yine güzel şeyler duyacağını sandın,
üzgünüm alev, feci yanıldın…
x


sarıldım, sarıldın, salondaki kanepenin üstünde saatlerce öpüştük,
durup bir an birbirimizi süzmüştük,
ilk kez dudaklarımız öpüşmekten uyuştu hayatta,
hatırla, dokunduk onlara, şiş değildi ancak,
epey bir gülmüştük bu duruma,
evleneceğim kişi sen olmalısın derken ben,
onayladın, dedin ki “umarım”,
tamam güzel dilekler diledik,
en başında, gittiği yere kadar demiştik,
3 hafta da fazla kısa bence,
neyse, nasıl olsa bitecekti,
ama madem bu kadar kısa sürecekti sevgin sevgiliye,
değmeseydi keşke seni seviyorum diyen dilim diline,
öpüşüp öpüşüp ayrılmak alışkanlık yaptı bizde,
aklında kalsın, uzak kaldım teninden sana değer verdiğimden,
şüphen olmasın erkekliğimden,
sorun gerçekten bana güvenmemen mi?
Saçmalama! Sen, benden öncekilere bile güvendin,
Bunu bana nasıl yapabildin?
Arayıp sormasam seni,
Sevmesem seni,
Eminim peşime düşerdin,
Umalım da seven birine denk düşesin,
Eğer karşındaki iblis biriyse, inan saflığını terkedersin,
O zaman belki beni yağdedersin,
Vücudumun kutsallığını sana saklamıştım bunu bilirsin,
Daha önceden yaptım 2 hata,
Pişmanım hala,
Artık yangın isteyen hatuna barutla giderim,
Zaten dişilerin bazıları dünden razı,
Gidip o 2 hatama sorabilirsin tatmin olup olmadıklarını,
Emin ol yerimde olsan kendinden nefret edersin,
Ama yerimde değilsin,

Anlamıyorum seni Levent, bu kızı hala nasıl seversin?
x


Nasıl dinledim seni bu kadar,
Nasıl da kaptırdım sana kendimi ha
Senden ders alacak değilim ya,
Aç özgeçmişimi, oku çıktığın basamaklardan önceden geçişimi

x

İlacım yanımda oldu hep ihtiyaç duyduğumda
Sakın anlatma ona kanki olma yalanını o senden çok farklı
Geçse benim tarafıma görür karanlık yanını
Haketmiyorsun sen hiçbir arkdaşlığın şanını
x


Alev dinle bak, sorun sadece bende değil, sende çok bencilsin,
İstanbul’dayken ben bir an bile olsun unutulmadın,
Kelebek kolyen sana uğur getirsin,
Koyduğun teşhisi kabullendim,
Ama sen de çok düşüncesizsin,
Söylediğine göre kibirlilik tikimdi,
Peki izmir’in sarhoşluğu ile arkadaşlarını unutan kimdi?
Karşılaşmak için bütün bir sabahı otogarda geçiren bi herifi eken kimdi?
İçtiği içkilerden sonra, sevdiğini hiç düşünmeden satan kimdi?
Her mutsuz olduğunda sarhoş olup,
savaşa ve açlığa göz yuman, had safhada kendini eğlencelere veren kimdi?
En sevdiği arkadaşının sigaraya başlamasına neden olan kimdi?
Ben bunların hiçbirini yapmadım,
Bak gene kibir yaptım,
Evet, ben kibirliyim, şeytanın en sevdiği günah nedir bilirim,
Eğer bunları gururla söylemek kibirse,
Eğer doğrularımla övünmem kibirse,
Evet ben kibirin en alasını yaparım, yapıyorum da,
Ama en azından şunu biliyorum,
Senin tam aksine, hiçbirzaman bu kadar bencil olmadım,
Karşımdaki insan, onu yok saymadım,
Sence hangimiz daha kötü, tahmin et bakalım?
Benim kendim dışında kimseye dokunmadı bir zararım,
Güven bana bu sana son şarkım,
Eğer biten bir aşkı yazmam gerekirse,
Ya da sevmeyen birini anlatmam,
Seni hatırlarım,
Ve sevmek dışında yanımda kalan duygularla sayfalarca yazarım.

Elveda alev…
x


Nasıl dinledim seni bu kadar,
Nasıl da kaptırdım sana kendimi ha
Senden ders alacak değilim ya,
Aç özgeçmişimi, oku çıktığın basamaklardan önceden geçişimi


x

Bulursun aradığın kızı
takılıp kalma sıkma canını, yaşa anını
daha değerleri şeylere harca zamanını

sevgini hakedene ver
bul kanını kaynatan kızı
ve bulana kadar da çıkar hayatının tadını
x



85'li bebek


(Rüzgar)

Bu sefer kendimden bahsetmicem, ya da yaşadığım zorluklardan,
çünkü bugün ilk defa sahip olduklarımı görerek uyandım uykumdan,
sanki tekrar doğdum bugün, tıpkı nisan 85’te doğan bir bebeğin öyküsü gibi,
boşverin beni, size kısaca beni ben yapanlardan söz edicem,
ve tabi ki 85’li o bebekten;
x


annesiyle on ay kalmıştı, demek annesi çocuğundan çocukta annesinden ayrılmak istememişti,
babaannesinin on ay sonunda doğan çocuğu dahi bu işe şaşırmıştı,
rahimden her tarafı buruş buruş çirkin bir bebek çıkmıştı,
gel zaman git zaman sonra Safiye hocası demişti ki;

“bulutların arasından göründü ay”
(göründü ay)
varsay bulutlar öylece kalakalmıştı
(bulutlar dağıldı)
varsay annesinin bütün kaygılarını geleceğe taşıdı
(yıllar yılı aşındı)
keyifsiz olduğu kesindi, belli ki dünyayı kötü düşünmüştü
(aklı karışmıştı)
aslında haklıydı, çünkü henüz kardeşiyle tanışmamıştı,
bi bilse, ufaklık sahip olabileceği en iyi aileyle karşılaşmıştı.

x

Hiç güçsüz kalmazsın böyle güçlü bir baban
(böyle güçlü bir baban olmuşsa hayatında)
sevgisiz kalmazsın böyle bir annen
(böyle bir annen olmuşsa hayatında)
arkada kalmazsın böyle destek olan
(böyle bir ablan varsa yanında)
hiç mutsuz olmazsın böyle gurur duyulacak
(böyle bir ailen olmuşsa hayatında)
x


bebeğin ismini ablası koydu,
(sonra ne oldu?)
x

artık büyüdü ve koca adam oldu,
başarıları ve başarısızlıkları içine doldu,
hiçbirzaman değişmedi,
ailesi için o hep Levent’ti,
ailesini çok sevdi,
işin en iyi yanı en sonunda bunu onlara söylemenin yolunu buldu,
içindekilerle sayfalar doldurdu,
kendini hep 3. şahıs karakterlerine bürüdü,
çünkü herşeyin en kolay yolu bu,
bunu ona hayat öğretti.

(A.Levent)

Söylediği gibi; size, onu o yapanlardan
(bahsetti)
ve tabi ki 85’li o bebekten
(bahsetti)
size onun isminden
(bahsetti)
onun adı…
x


Başarısız Kahramanlar



Garip gelebilir ama kahramanlar bilir yaradılıp yokedilmeyi ve acısını,
İnanıldığı sürece varlar, sonrasında yoklar
Unutulmak nedir bilir gerçek olmayanlar
Bize muhtaç olduğunuz kadar muhtacız size,
Kahraman olmak istediğiniz kadar
İsteriz gerçek olmak
Unutulup gidenler gelirler yanımıza
Bazen görürsünüz bizi rüyalarınızda,
Ama hiçbirzaman olamayız uyandığınızda
Oysa o kadar çok isteriz ki olmayı yanınızda
Ama başaramayız çünkü biz başarısız kahramanlarız
Ve kahramanlar...
x


Kah kaybolurlar masallarda,
Ne yazık akmalılar zamanda,
Kah parçanın en sonunda,
Kahramanlar unutulmak zorunda

x

Kah kaybolurlar masallarda,
Ne yazık akmalılar …….
Kah parçanın en sonunda,
Kahramanlar unutulmak …….
x


İsterdiniz nakaratın tamamlanmasını değil mi?
Hatta tamamladınız
İçinizde bir yokluk hissettiniz değil mi?
derin bir yokluk, yalnız ve karanlık
isterdiniz değil mi nakaratın tamamlanmasını?
Ama halen eksik…

Hayatımızdır eksik nakaratlar
Işığı bulamamış tünellerdir hayallerimiz
Ne zaman yapmak istediklerinizi yapamadınız?
Başarmak istediklerinizi başaramadınız?
İşte o zaman dünyamızdasınız ve artık siz de başarısız kahramanlardansınız.
Hayal dünyası ile gerçek dünya arasında sıkışmışız biz
Çizgiroman sayfalarına yapıştırılmış fotoğraf gibiyiz
Net değiliz, birer çizgiyiz,
Anne babalarınızın sizden olmanızı istedikleriyiz
Yanlızca sayfalar arasında gerçeğiz
Gerçek dünyada gerçek değiliz
Biz nakaratız yarım kalan
Akıllarda tamamlanan
Başarılı olmayı başaramayan

Ne demek istediğimizi anlıyorsunuz değil mi?
Tamamlamaya çalışsanızda tamamlayamazsınız biliyorsunuz değil mi?
Şimdi anlıyorsunuz değil mi, nakarat neden eksik ?
İsterdiniz değil mi nakaratın tamamlanmasını?
Ama o halen eksik…

x


Kah kaybolurlar masallarda,
Ne yazık akmalılar zamanda,
Kah parçanın en sonunda,
Kahramanlar unutulmak zorunda
x


Kah kaybolurlar masallarda,
Ne yazık akmalılar zamanda,
Kah parçanın en sonunda,
Kahramanlar unutulmak zorunda

x

Biz biliriz eksik nakaratları
Biz duyarız onların varlığını
Biz başarısız kahramanlarız
Siz bilirsiniz bizim yokluğumuzu

x

Biz biliriz eksik nakaratları
Biz duyarız onların varlığını
Biz başarısız kahramanlarız
Siz bilirsiniz bizim yokluğumuzu
x


Dönüş



Hayat başlar ve biter önemlidir kazandırdığın
Kaybetmişsen kendini yok birşeyi kazandığın
Anlıyorum her anında ediyorsun sitem
Ama ne yapalım işte, böyle sistem
x


Her taraf yanıyor cayır cayır sanki cehennem
Savaşların açtığını onamaz hiçbi merhem
Küresel ısınmaya ormanlara ah derken
Çöktü en sonunda eko sistem
x


Çıkmıyor sesimiz sanılmasın
Çökecek bu sistem de
Adam olmayanlara da olanlara da bu parçayı iyice bir dinlet
Kulaklarını da inlet
Dilini unuttun demek, Türk’ten doğma amerikan bebek,
Ebeveynlerine benden selam et,
Dilin değerini nasıl yitirdik?
Belli ki ingilizceye fazla özendik
Sahip çıkmak gerek artık
Ağızdan çıkan ilk kelimedir
Deyimimle Atadil’dir
Kaç milletin dili bu denli kendine özgüdür ve bu denli köklüdür?
İngilizce sen dünkü çocuksun Türkçe’ye göre be,
Böylesine güçlü bir dile karışmak ha?
Öfkem karışır nefesime….

Bırakın bu avrupa sevdasını
Batmak olacak batının sonu ve güneşler doğudan doğacak
Artık uyutmasın amerikan rüyası
Görmüyor musunuz zalimin yaptıklarını ve aklını?
Sizce haklı mı?
Hala insan kaldımı ki kalsın insan hakları?
Biliçsizce kullandın mı biter tabi ki su kaynakları
Bencillikle harmanlarsak vurdumduymazlığı değişmez hiçbirşey
Ancak çaresizce fondipleriz kanyakları
x


Hayat başlar ve biter önemlidir kazandırdığın
Kaybetmişsen kendini yok birşeyi kazandığın
Anlıyorum her anında ediyorsun sitem
Ama ne yapalım işte, böyle sistem
x


Her taraf yanıyor cayır cayır sanki cehennem
Savaşların açtığını onamaz hiçbi merhem
Küresel ısınmaya ormanlara ah derken
Çöktü en sonunda eko sistem
x





ŞİZOFRENLİK

Kendim benim her şeyim, sahip olduğum ve gerçekten güvendiğim tek kişi

İnsanların gönlünü almak zordur.
Kaç kişiye şu an göz yaşı döktürüyorsun?
Kaç kişi şu an ağlıyor?
Sanki biri de sensin, yaşlar kurumuş dökülmüyor,
Ama içten içe, için kavruluyor

Zaman zaman dejavular yaşarız,
Geleceği görme kabiliyeti mi?
Yoksa nasıl dejavu yaşarız?
Hayatlar tekrarlanmaz ama gelecek tekrarlanır,
Şu çileli hayatı daha kaç kere yaşarız?

Bir kere yaşanır her dejavu 1 kere tekrarlanır
Gelecek bize sadece geçmişimizden yansır
Her zaman benzer ama asla aynı değil aynalardaki yansı
Tersinir, sen iyi ol, o kötü, sen sev o tiksinsin senden insanlar gibi
Yalnızca solunu kaldırdığında sana sağını kaldıracağını bil
Ve buna karşı dur
Belki devirirsin yansıma kuralını
Kaderini….

Keşke şizofren olsaydım ve bütün kimliklerimi sevebilseydim,
Böylece yalnız kalmazdım
İhanete uğramazdım
Aşkı o zaman yaşardım

Yaradılış sebebimiz neden bir şizofrenlikten öte gelmesin?


DİĞERLERİ GİBİ

“Yine bir hayal kırıklığı ile başlıyor yazmamla sonuçlanan nedenler”

(Rüzgar)
İlk gün, görür görmez etkilendin ondan, merdivenlerde oturuyordu, şaşırdın, heyecanlandın, vücudunun kimyasalları değişti aniden, ilk görüşte aşk sanma birden, öyle bir şey yok

(A.Levent)
Ama yine de o gün oldum, odamda yaptığımız birkaç muhabbetten sonra uyuştuğun birkaç nokta, o kadar zor bulunuyorki sevebileceğin biri yolda sokakta,
nereden bilebilirdim çıktı burnumun ucunda,

(Rüzgar)
İçtiğin gün aklında, dudakların uyuştu votka tadında, ancak mükemmel hissetmeni sağlayan dudakları olacak, olmadı, 2. içişinde neredeyse götürdün 2 şişe rezil ettin kendini yüzüne bakamadım ben bile

(A.Levent)
Tamam rezil ettim seni ve kendimi de ama bak, o gün zaten içecektim, içimdekilerin hepsini bağıra bağıra söyleyecektim, nereden bilebilirdim gece benimle
birlikte olacaktı. Defalarca sormuştum “geliyor musun” , “hayır” peki neden buradaydı bir anda değişti fikri ….

(Rüzgar)
Takma kafana olur böyle bırakta anlatayım sana….

NAKARAT
bazen bazı şeyler senden (nefret eder)
ama yine de sen dur sağlam benle (kendinle)
değişme, kaderin değişsin sadece (ve bekle)
birbirinizi bulursunuz elbet, sabret

(Rüzgar)
Her neyse geç bunları, unut onu artık, o ne ilk senin için ne de son olacak, sen de onun için öylesin, bırak sevdiğini başkası söylesin, farkettin değil mi onu seven birileri daha var

(A.Levent)
Evet farkettim hem de çok yakındır bana, o benim arkadaşım,

(Rüzgar)
İyi güzel o zaman anlaşalım, madem sen mutlu olamadın onunla bırak o mutlu olsun başkasıyla, vur onu, seven yanını kastettim, katlet demek istedim biraz da beni ve kendini.

(A.Levent)
Hayır dinlemiyorum seni

(Rüzgar)
Beni susturamazsın hala anlamadın mı?

(A.Levent)
Biliyorum sen

(Rüzgar)
Bensin ve sen de

(A.Levent)
Benim

(Rüzgar ve A.Levent)
Aferin yüzleştin
Haklısın sanırım tamam, çok acı verecek mutlaka ama sayende anladım inkar etmek boşa, sevmedi beni ne yapalım, yapmam gereken buysa yaparım, diğerleri gibi onu da özlerim, zihnimde bir yere gömerim ve senin sözlerini hatırlar her zaman onları söylerim.

NAKARAT
bazen bazı şeyler senden (nefret eder)
ama yine de sen dur sağlam benle (kendinle)
değişme, kaderin değişsin sadece (ve bekle)
birbirinizi bulursunuz elbet, sabret
evet şansın dönene dek





Rüzgar Everest ve Ben, nasıl tanıştık ?

.......Rüzgarla 2005 yılında tanıştık. büyük ihtimalle 2005'in başlarında, Ocak ayında... O sıralar Mert İhya Teksin adlı geçici bir arkadaşım vardı, bisiklet binecek arkadaş arıyordum sonra pedalsesi.com adresine üye oldum ve onunla bu şekilde tanıştım, bisiklet binmenin yanı sıra, ev arkdaşlarımın yanımda olmadıkları zamanlarda onu arar ve uzun yürüyüşlere çıkardık birlikte. İşte bu yürüyüşlerin birinde yolda Rüzgar'la karşılaştık, Mert'in arkadaşıydı, o gün çok eğlendik, Mert sık sık Rüzgar'dan bahsederdi bana ama Rüzgarla konuşurken o kadar iyi anlaştık ki sanki ben o anlatmadan önce zaten tanıyordum onu... Bundan sonra daha çok Rüzgar'la vakit geçirir oldum çünkü Mert çalışkan biriydi derslerine eğildiği o uzun aylar süresince görüşemezdik...Zaten sonra "master" için yurtdışına çıktığını öğrendim. uzun süredir görüşmüyoruz. Allah yolunu açık etsin, ben hiç bir zaman çok çalışkan olmadım. ortak noktalarımızdan sadece biri de budur Rüzgarla...

Rüzgar'dan çok öneri alırdım hayata dair, o da benden... Samimileşmemiz hayatlarımızı ortaya döktüğümüzde tavan yaptı. Ben ona Şule'den bahsederdim, henüz birlikte değildik o zamanlar ama ben sanki Şule okuyacakmış gibi, sözler yazardım sayfalarca. Tabiki yazdığım herşeyi önceden konuşurdum Rüzgar'la, bana derdi ki; "bazen kader gibi bazı şeyler senden nefret eder ama sen sağlam dur, elbet değişir talihin". haklıydıda. Rüzgar'la yaptığımız sohbetlerden esinlenerek "diğerleri gibi" parçasını yazmıştım, sonra da seval isimli bir arkadaşım çok beğenerek Şule'ye dinletmişti. Seval'le ev arkadaşım Hakan sayesinde tanışmıştık, sonra bir gün yanında Şule'yle geldiler, Hakan'dan ders notu almak için, işte kapıyı açtığım zaman merdivenlerde oturan o güzel kız Şule idi. Tanıştıktan hemen sonra yukarda bahsettiğim şekilde parçayı yazdım ve haberi ulaştı ona, ben söylemeden. Sonra 15 Mart'ta bize geldi ve klibiyle birlikte izledi... çok sevmiş olacak ki özellikle nakaratı başa alıp alıp tekrar dinlerdi, bi kızın bu kadar şaşırıp donduğunu görmemiştim, hala da göremedim. sonuç olarak başlamıştık o gün.... 3 hafta gibi komik bir süre kadar beraber olduk, sonucunda ayrıldık. ayrılma nedenimizi soracak olursanız söyleyemem çünkü mazeretlerden başka birşey değildi, her ikimiz için de. Ancak asıl neden sanırım, benim onu çok fazla sevmiş olmam ve onun bu kadar ilgiyi daha önceden hiç görmemiş olmasıydı. -ki uzunca tartışmalarımızdan birinde bunu itiraf etti.

Sonrasında herşey ters gitti, 4 yıl boyunca. "gaflet" parçasında anlattığım gibi... Rüzgar'la bile nadiren görüşür olduk. 2007'inin yazında patlama noktasına geldim okuldaki başarısızlıklarımdan ötürü ve ani bir kararla okuldan kaydımı aldım, kimsenin haberi olmadan. Tekrar, doğup büyüdüğüm şehre; Adana'ya geldim. son berbat yılım olan 2008 senesinde tekrar ÖSS'ye hazırlandım, lanet sınav sistemi tekrar değişmiş. ve nihayet 2008 haziranında tekrar kazandım ve Çukurova Üniversitesi'ne kaydımı yaptırdım. 2007 yazı ve 2008 yazı arasında gerçek dostlarımı ve 2 yüzlü sahtekarları gördüm. Zor zamanlardı ama başta Rüzgar olmak üzere bikaç dostum yalnız bırakmadı beni.

Rüzgar 2008'de Biltek adlı firmada işe girdi.Ankara'da üniversite okurken amatör olarak reklam filmleri çekiyordu.Oldukça yaratıcıdır kendisi. Şimdi Biltek'te tasarımdan sorumlu teknisyen sıfatıyla, yeni ürünlere yeni fikirler dizayn etmek onun işi, güzel tarafı epey tatminkar bir maaş sahibi olması ve işini dizüstü bilgisayarlarla her yerde yapabildiği için Ankara'ya bağımlı kalmaması. Rüzgar 18 Ekim 1983 İstanbul doğumlu. Kız arkadaşı Rüya ise 6 Kasım 1985'te aynı şehirde doğmuş, Üniversite'yi İzmir'de okumuş, çoğu kızın hayali değil midir ? Rüya ile Anıtkabir'in karşısındaki koşu parkurunda tanışmıştık. Rüzgar aramıştı beni, tatillerde düzenli olarak Ankara'ya Rüzgar'ın yanına gelirdi Rüya. İşte orda tanıştık Rüya ile, hayatımda gördüğüm en güzel kızdı. Kültürlü, zeki, yüzücülük ve ata binme gibi sporlarda başarılı, tam anlamıyla mükemmel bir kız. Rüzgar'ın deyimiyle; "kızıl afet". Sanırım dekorasyon işindeydi, veya unuttuğum için uydurdum bi tarafımdan.

Şimdi Rüzgar sıkça yanıma geliyor. Özetle Rüzgar; iyi bir dost, zeki, karakterli, karizmatik ve özgür.Kişilik olarak değil ama şanslı biri olarak sahip olmak istediğim herşeye sahip ama bu beni üzmüyor çünkü burda ondan bahsediyoruz, en iyi dostumdan. Kim bilir belki bir gün benim de şansım döner?

Bazen o benim küçüklüğüme imrenir ve ben de onun şimdiki haline imrenirim. İşte bir keresinde bunu birbirimize dile getirdik ve şöyle bir karar aldık; istediğimiz zaman Ben Rüzgar olabilecektim ve O Levent olabilecekti. Şimdi insanlara kendimi Rüzgar olarak tanıtıyorum ve O da kendini Ankara'dakilere Levent olarak tanıtıyormuş...

Rüzgar'ın en kötü özelliği belki de kötü çocukluğunun etkisiyle sahip olduğu öfke firarları.
Eğer siz onun en iyi dostuna bir kötülük yaparsanız, veya onun kendisine, işte o zaman gözü dönüyor. Ama bu benim onda en iyi olarak gördüğüm özelliği.
Belki de bu yüzden beni 1 sene boyunca yapayalnız bırakan o Ankara'daki 2 yüzlü yavşak arkadaşlarımdan nefret ediyor, umarım bir gün karşılaşmazlar çünkü andım olsun öldürecek kadar nefret ediyor onlardan.

Biz işte bu şekilde birbirimizin en iyi dostu olduk. FEDAKARLIK !
....diğerlerinin aksine sanal ortamlarda sürtmedik, "bencillik" nedir bilmedik.
işte biz bu şekilde birbirimizi çok çok iyi anladık.
...O ben olarak ve ben Rüzgar olarak!
işte biz bu şekilde tanıştık...
A. LEVent

3)senaryo için yazdığım hayal ürünü mektuplar

Merhaba Mustafa,

Bu sefer şamata yapamıyacağım, sadece içimi dökmek istiyorum sana, aksi takdirde patlayacağım, çok kötüyüm. Neyseki sen varsın....

Nerden başlayacağımı bilemiyorum ancak, öncelikle erkek arkadaşımdan ayrıldığımı söylemek istiyorum. 2 hafta oluyor, sana yeni anlatıyorum bunu. Üzülmüyorum ayrıldığımız için, asıl beni kötü hissettiren şey dün gördüğüm rüya oldu. Babam saçlarımı okşuyordu ve “güzel kızım, hayat yolunda onurla yürüyorsun” diyordu. Biten ilişkimden haberi yoktu sanki...Dediği gibi olmadığımı söyleyecektim fakat boğazım düğümlendi. Eliyle gözlerimi kapadı, sanki diyeceklerimi gözlerimde görmüştü.Tekrar açtığımda gözlerimi, uyanmıştım, gözlerimde yaşlarla...Bir daha uyuyamadım bütün gece.Epeyce babamı düşündüm. O hala kızını gözlüyor, iyiliğini istiyor, bazen o kadar çok özlüyorum ki Mustafa....Sonra sen geldin aklıma.Seninle ayrıldığımız halde babamın cenazesine gelişini hatırlıyorum. Senin kadar hiç kimse sevmedi beni ailem dışında, daha zor oluyor babamın yokluğunu unutmak, senin yokluğunda. Seni bir hiç uğruna aldattım, bırakmakta beni haklıydın, beni kırmayıp arkadaşım kaldın ama yokluğunda farkettim ki seni seviyorum, arkadaşım gibi değil, daha fazlasıyla ve eğer affedebilirsen beni, seni tekrar istiyorum. Seni seviyorum mustafam....

Öznur Ökmen

Merhaba Öznur,

Hayat herzaman şamatadan oluşmaz, paylaşman önemliydi içindekileri benimle, merak etme hissettiklerini anlıyorum. 1 buçuk yıldır bütün mektuplarını saklıyorum, seni az çok tanıyorum.

Aslında sana bahsetmediğim şeyler var, o yüzden suçlamaya hakkım yok seni, senden sonra birçok kişide yaşadım senin yaşadığın suçluluk duygusunu. Sevgiliye yapılan hata bazen öyle bir zincirleme reaksyona dönüşür ki, sonucunda senin beni kırdığın gibi kırabilirim ben de diğer insanları. Umarım mektup yazmak kadar kolay düzelir, senin bozduğun ilişkimiz ve benim bozduğum ilişkiler. İnsanlar gördüm aşka olan inançlarını yitirdiler benim yüzümden. Onca kız tanıdım hiçbiri farklı gelmedi bana. Hep aynı “seni seviyorum” yalanı, biliyorum anlam taşımadığını. Yalanlar sadece kendimize söyleniyor, mide bulandırıcı ve birazda budalaca hissettiriyor insana. Umarım özümüze dönebiliriz artık, meleklerin saflığı gibi. Sonu yok böyle ilişkilerin, öyle bir lanet ki bu, geçmişi unutmak için sürekli içilen içkiler gibi, mutluluk vermiyor, mutsuzluğu unutturuyor. Cevabımı biliyorsun, seni affediyorum, çünkü seni hala seviyorum.

Mustafa Can

4)sevdiğim kızlar için

her uyandığın sabahın günü öncekilerden güzel olsun,
sabahlarının aydınlığı vursun
biten her gününün gecesine...

hayatıma katıl,yanımda ol,yoldaşım,arkadaşım ol
bak ne kadar çok şey değiştirdiğine şaşacaksın.
bir kadın güç verir erkeğe,kadın gösterir güzellikleri ve zerafeti
ümidi,daha önceden erkeğin farkedemediği şeyleri
yaradılışı sanatsaldır kadının, vücudunun muhteşemliğine hayranlık duyar karşısında erkek
kadındır beklenmedik,estetik,şaşırtıcı,neşeli,hayat dolu,sıradışı
kadın renktir,hayaldir,yaratıcı ve gizemlidir
"Şule" benim kadınımsın
alma elimden cenneti, hiç bi zaman bu kadar hayat dolu hissetmedim
muhtaç olduğumu zannetme
ama sen gibi yardan da vazgeçmemi bekleme
unutmak için hiç yapmadığım rezillikler yaptım, yere düştüğümde gördümki
senin içindi herşey
mücadele etmezsen kaybedersin
kalktım
her unutmak istediğimde, seni daha da çok hatırladım
bu zayıf herif ben değilim dedim kendime
her illet defada
kal derken gidedurdun, sayıklarken ismini,sen yeni isimler buldun
elbet çağırdığımı duydun
ümidim biterken öfkem yeşerdi
tek hatam sevmekti ve herşeyimi berbat etmemdi
derdim senle değildi
o bana varmayan gönlünleydi

nefes alıp vermem gibi seni sevmem,
vazgeçilmezidir yaşamımın

dişlerinin mi, yoksa parıldayan gözlerinin mi rengi daha pamuk karar veremem...
dudakların ise; karmaşık denklemlerin basit bir sonucu gibidir, neticede güzeldir...

Bazen seni o kadar çok istiyorum ki, başımın ağrısı tutuyor, bağımlı olmuşum da yoksunluğunda kriz geçirmişim sanki

Geçenlerde sonsuzluğu düşünüyordum ve yine giriverdin aklıma,
ey sevdalı olduğum, sonsuz tükenir seni severken ve hala devam ederim sevmeye ben
ey benim sönmeyenim, ne kadar kısa gelir zaman sen yanımdayken,
ne kadar kısa gelir zaman sen aklımdayken,
ne kadar saf aklımdaki Şule, bir o kadar sever beni, 3 haftada hayatımı değiştirebilecek en güzel şey gibidir,
gerçekte, beni sevmediğini bilmemi unutturacak kadar özverili ve fedakardır,
bir o kadar güzeldir, kafamdaki Şulem...

Ne yakışır siyah sana, siyah saçların, siyah kirpiklerin, siyahtır benim kumralım,
gözlerine bakmak ne zevktir, mucizedir her bir kıvrımın ve dudakların,
yüzüne bakarken geçirirsin beni kendimden siyahım,
duymasaydım sesini, çekmemeliydim içime ah o nefesini,
tatmasaydım dudaklarını ve almasaydı aklımı o güzel kokun, sevmezdim seni belki,
dokunmasaydım tenine, aşık olmazdım belki,
artık yoksun, peki sevmemem gerekmez mi; belki,
şimdi sana ait hiçbirşey hissedemiyorum, kafamdakiler hariç,
lakin hala seviyorum seni,
olmadığın halde yanımda, varlığını özlüyorum, yalnızca varlığını....

Bütün bu yazdıklarımdan sonra;

gelirsen severim yine, çaresizim, muhtacım sanma,
biliyorum ki EŞSİZ değilsin,
gelmezsende biliyorum ki TEK değilsin,
ve biliyorum ki EN BÜYÜK AŞK değilsin,
çünkü sen de biliyorsun ki, sen yaradan değilsin.

seni kardeşim gibi sevdim, başına bir dert geldimi o dert benimdi
bak bunu anlayamazsın, insan boşlukta kalınca ve sevgisine karşılık alamayınca çok üzülür
kardeşim yok, doğmadı, olsun isterdim
yine de ben kardeşimi çok sevdim
senin beni sevmen gibi
aslında var olmayan birşeyin varlığına inandırdım kendimi
sen hiç güzel olmadın ben güzel olduğuna inandırdım kendimi
sen beni hiç sevmedin, ben sandım sevdiğini....

en güzel rüyam zaten sendin. mutlu ol ama benden uzakta ol. dünü hatırlayıp seni dünde görmemek zor.yalnızca bir

şekilde dünü düşünerek üzülmezdim belki, üzülmezdim beni gerçekten sevseydin...


11 EKIM 2008 CUMARTESI


5)KISA YAZILARIM

insan; 
kendinden başka insanların da olduğunu unutmayacak kadar bencil,
kendinin de insan olduğunu hatırlayacak kadar kibirli,
karşısındakini düzeltmeye çalışırken,
kendi hatalarının da varlığını anımsayacak,
aradaki bu dengeyi kavrayacak
ve bozmayacak kadar hoşgörülü 
olmalıdır

her insan başlıbaşına benzersiz bir psikoloji kitabıdır

atalarıma sonsuz teşekkür ederim
sahip olduğum herşeyi onlara borçluyum ve onların emeklerine
dna'lar gibi, bilgi de evrimleşir

Bütün genellemeler, genelde yanlıştır.

Fedakarlık sevgiden gelir, sevmeyen bir insan fedakar olamaz.

Kimisi ufak dertlerindeyken, farkında olmadan cennet topraklarında gezinir,
Kimisi çıkış yolu göremezken, cehennem küllerinde yürür,
ve islidir ayakları,
Kimisi hala farkında değilken onları...

Kadınların hepsi iyi birer tiyatro oyuncusudur.

insanlar şehirlerin dükkanlarına benzedi,

hep önlerinden geçersin, 
işin düşmezse belki de hiç farketmezsin,
oysa onlar hep oradadır,
ama sadece içeri girdiğinde senin için vardır

ayrıntıyı görmek önemlidir, herkes yüzeysel düşünür

savaşmaya gelmiştim düşmanımla ama baktım ağlıyor omzumda sarıldım, 

ben de yaslandım onun omzuna,
aslında affetmiştik birbirimizi ağlarken,aynı kişiydik sonuçta,
gün gelecek ki şeytanlar ağlayacak, ve melekler de...

hayatımdan 4 yıl gitti, 4 koca yıl,

düşün ki kısa hayat zaten, 
o kısalıkta da mahkumuz prangalarla,
der ki Levent böyle zamanlarda,
keşke kelebek olsam,razıyım tek bir güne bile,
eğer uçabileceksem özgürce...

dosttan kazık gelirse, mazideki günlerin hatrı unutulmaz,

mazideki günler için de taşlar yerine konulmaz,
eski dostla düşman olunmayacağı gibi,
eski düşmanla da dostluk kurulmaz
siyaha neden hayranım?

çünkü gücü temsil ediyor, sonsuzluğu temsil ediyor,
siyaha neden hayranım?
çünkü taklit yapmaya gerek duymayan tek renk o aslında,
diğer bütün renklerin özü yine siyah,
eğer ışıkları olmazsa...

benim rakım ve şarabım hafif çirkin kelimelerimdir,

yoksun da olsa, önceden yazılanlardan, mecburum,
her duygu uyumamı engeller, rahatsız eder ve aklımı dürter,
en azından bu yüzden yazmalı, maneviyat bazında küçük ellerim

>>>>>>>ne yaparsan yap değiştiremezsin bazen kaderini, limitlendirmiştir hayat seni,
>>>integrali yapamamaya da benzer,
>>>>>>>>>ya da çözememeye kafandaki bir problemi....


geri gelecek elbet o günler.......belki benzerini yaşayarak....belki ölüme 5 kala........belki hüznün ortasında......hiç olmadı; hesap günü, hayatının o kısmına geldiğinde, bildiğin bir film olacak başrolünde oynadığın...

.......ben seni sevdim, sen herkesi, farkım kalmadı durum böyle olunca, ve durum böyle olunca bıraktım seni sevmeyi..... L.A.

ilk tepkiler şiddetli olur, kısa süre sonra unutuluverirsin, sonra yıllar geçer akla düşersin, vermiş olduklarını anlarlarsa eğer

dinleyecek ne çok müzik var,öğrenilecek ne çok bilgi, ne kadar öğrensem de azım,
utanıyorum kendimden, çünkü ben insanım.

Yitirdiğim herşey o kadar olağan üstüki...belliydi gerçek olmadığı...dünya sonlandığında buluşacağız sizinle bir okyanusta, zarif damlalarımdınız siz benim......güzellerim ne kadar çok sevdim sizi, içim acıyor böyle uzak olunca.....mümkün değil doyamam, sizinle damlalar gibi iç içe girerek buluşmadıkça..........

6)eski yazılarım

ben yaşadığımı algıladıkça anladım
okumanın zevk verdiğini yazdıkça öğrendim
kazanmanın değerini kaybettikçe anladım
özgürlüğümün kıymetini kısıtlandığında anladım
geçmişin önemini hafızamı kaybedince kavradım
sevilmenin ihtiyaç olduğunu sevildiğimde anladım
ve ben düşünmenin önemini düşündükçe kavradım
cezalandırılması gerekiyordu bir katilin, ben iyi biriydim ama gözlerim karardı.
canım yandıkça büyüdüm ve çok can yaktım
tanrı kararı aldı ve elime silahı dayadı
öldürdüm hayallerimde kalbimdeki herkesi
üstüne de vurdum kellemi
uyandığımda cehennemdeydim
...kadere bak
nereden bilebilirdim
oysa herkes gibi ben de, günahsız bir bebektim...

HER İNSAN BİR DÜNYA


EVET….BU DÜNYAM KAFAMDA,bENİMLE BİRLİKTE BAŞLADI, BENİMLE BİTECEK,GELECEK ÇOK ÜRPERTİYOR İNSANI, KORKUDAN OLACAK,ECELİ SEVDİĞİM İNSANLAR DA MI TADACAK?İZİN VERMEMELİYİM BUNUN OLMASINA, SEVDİKLERİMİN ÖLMESİNE,HALA ÇOCUK KALAN YANIMIN OLACAKLARI GÖRMESİNE,ÖLÜRÜM ÖLMESİNE, ZATEN YAŞIYORUM ÖYLESİNE,ÖNCE BEN GİTMELİYİM GELECEĞİME GÖZLERİMİ KARARTIP,BU DÜNYADA ÖLMESİNİ İSTEMEDİĞİM İNSANLARI HAYATTA TUTMALIYIM,YAŞATMALIYIM.BU DÜNYA HALEN BENİM.DURDURMALIYIM ZAMANI DÜNYAMDA, VE YOK OLMAMLA, AİLEMİ, ÜLKEMİ, DİNİMİ, İNSANLIĞI, AŞKLARI KORUMALIYIM.“SONSUZLUK ÖNÜNÜZDE ARTIK, BENİM SONUMUN GELMESİYLE…”ÇÜNKÜ SİZ, BU DÜNYADA BENİM VAR OLMAMLA ALGILARIMA GÖRE VAR OLDUNUZ VE BENİM GÖZLERİMİ KAPAMAMLA, HEPİNİZ BENİM İÇİN YOK OLACAKSINIZ, BEN DE SİZİN İÇİN YOK OLACAĞIM.DAHA SAVAŞINI VEREN BÜTÜN TANIDIĞIM GÜZEL DUYGULARLA

SONSUZLUĞUN SOĞUĞUNDA DONACAKSINIZ…..


(BEN)CİLİM (BEN)CİLSİN (BEN)CİL

BEN HANGİ SIFATLA BU YÜCE İNSANLARIN KARŞISINA ÇIKIYORUM???
SADECE BİR ÖĞRENCİYİM, SADECE BİR ÖĞRENCİ…
NE BİR ÜNİVERSİTE MEZUNU,
NE BİR MÜZİSYEN,
NE BİR ÖĞRETMEN,
NE DE BİR YÖNETMENİM,
SADECE,
SADECE ALLAH’IN CEZASI, ÖNEMSİZ, UFAK, BASİT BİR İNSANCIK…
DEDİĞİM VE YAPTIĞIM HİÇBİRŞEYİN ÖNEMİ YOK.
İSMİMİN ÖNÜNE BİR BELİRTEÇ GELMEDİKÇE
DÜŞÜNÜLENLERİN VE YAPILANLARIN ÖNEMLİ OLDUĞU GERÇEĞİ CANLI OLSA BİLE,
ÖLÜDÜR, YÜCE İNSANLARIN YÜCE YARGILARI ÖNÜNDE…..

“NE ZAMAN BİLMİYORUM AMA DEĞİŞECEK İNSANLAR, YAPILANLAR ÖNEMSENECEK, DÜŞÜNÜLENLERE DEĞER VERİLECEK, ZEKİCE OLDUĞU İÇİN DEĞİL…. OKUYAN AZ DA OLSA DÜŞÜNDÜĞÜ İÇİN, TIPKI YAZAN GİBİ…”


3. DÜNYA SAVAŞI


BAZEN ÖYLE BİR SAVAŞ ÇIKMALI Kİ DİYORUM,
İNSAN TÜRÜ KURUMAYA YÜZ TUTSUN,
OZON ÖYLE BİR DELİNSİN Kİ DÜNYA KAVRULSUN,
DEPREMLER SELLER OLSUN, VOLKANLAR KÜLLER SAVURSUN,
ŞU KENE İNSANLAR HORTUMLARLA SAVRULSUN.

ÇÜNKÜ BİR TEK BÖYLE GELİR İNSANLARIN AKILLARI BAŞLARINA
İSTESEM DE İSTEMESEM DE GELECEK YAZILDI ŞİMDİDEN
3.DÜNYA SAVAŞI BİZİM GELECEĞİMİZ, BÜYÜK, KANLI BİR MEYDAN….
TOPRAKTAN ŞEKİL ALDIĞINDAN BERİ KÖTÜLÜK VE HIRSA doymadı insan,
KANIN KIRMIZISINA HAYRAN oldu her zaman.


Niyet Ettim




müdahale ettiğiniz hayat benim hayatım,

inacım da onun bir parçası sakın ola karışmayın,
beni uyarın, yanlışım varsa teşekkürlerimi dahi sunarım,
ancak, asla zorbalık yapmaya kalkmayın, yarım yamalak bildiğiniz bilgilerinizi bana dayatmayın 

5 vakit namaz kılmam veya birazcık içerim,
bu benim doğrum ve yanlışımsa,onu yine ben seçerim, 
gazeteleri açarsanız görürsünüz,inançları size göre 4 dörtlük
ama yaptıklarını yazın bir sayfaya kendileriyle uyak oluşturmaz bile 3 dörtlük
şu ana kadar kaç ataist arkadaşım oldu anlamaz onları 7 sekiz hödük 

konuştum da gördüm ki soğumuş millet inancından sizin gibi zorbalar yüzünden,
sakın beni yargılamayın din hakkında, girmeyin Allah' la kul arasına, 
eminim çoğunuz okumadı bile kutsal kitabı herkes kulaktan dolma
bilmez misiniz en değerli kullarındandır ondan en çok korkan 
amaç nedir ki bana bir hışımla sataştınız?
ettiğiniz laflar boyunuzdan büyük sanki dünyaya gökten indiniz siz
yoksa hiç mi günah işlemediniz?

üç 5 kuruşun hesabını yapıp bana laf söyleyen heriflersiniz,
nimet atılırken neden bunun yanlışlığını düşünmezsiniz?
çok şükür Allah' a müslümanız biz,öyle doğduk öyle ölmek niyetimiz.... 


KANLA SULANAN DÜNYA KİMİN UMURUNDA BUGÜN CANIM SIKILIYOR HADİ GİDİP İÇELİM BU AKŞAM HADİ KALTAKLARA KAYALIM BU AKŞAM –İNSAN ŞIMARDI İYİCENE İYİ BİR TOKAT ÇARPMAK GEREK LEKELENEN SURATLARA, SAVAŞ OLSA KANLAR ŞIMARIĞIN SURATINA SIÇRASA HATTA BACAKLARI KOLLARI KOPSA ŞIMARIĞIN EMİNİM Kİ GERİ GELİR BÜTÜN KAYBOLAN DUYGULAR, İNSANIN INSANLIĞI TIRSINCA ORTAYA ÇIKIYOR.
YERYÜZÜNDE, İNSAN DIŞINDA, YAŞAYAN HİÇ BİR ORGANİZMA KÖTÜLÜK DÜŞÜNMEZ….



BAŞKASI OLAMAM

Bugünden sonra başkası olamam
İstediğim hiç kimse gibi olamam
Çünkü ben, benden başkası olamam

Anladığım hatam, doğumumdan beri süre gelen,
Bir savaştı 20 yıldır geceli gündüzlü belki de artık biten,
Tarihimdeki en büyük yenilgi,
Tarih kitaplarında ölenler anlatılmaz ki,

Farklı olduğunu sanar insan hep
Savaşıyla ruhuyla her şeyiyle
Anlamak gerek ki
Her şey emanet
Bir elmayla başladı bütün bu lanet,
Merhamet zulumden fazladır der kehanet,

En iyisini yapmak için çıkmıştım yola,
Şimdi tümüyle bıraktım kendimi ulaşamadım umduğuma,
Tatmadığım zaferi bekliyorum ki
Her zaman felaket hazırlanır mükafatla


TELEVİZYON

Söylediklerimi dinlemeniz için bir kahraman olmam mı gerek?
Bir başbakan?
Ya da kanallarda kargaşa çıkaran?
Ve hatta satanist bir metallci olmam mı lazım?

Tıpkı ölen bir yakınımızın ardından “keşke daha fazla vakit ayırsaydım ona” denmesi gibi
Neden kaybettikten sonra anlar insan insanın kıymetini?
Neden kaybettiğinde anlar insan elindekilerin değerini?

Kendimizi hep bu sorularda bulduk,
Asıl soruyu unuttuk:
Neden zihinlerimiz saçmalıklarla doldurulurken biz oturduk durduk?
Cevap basit:
Çünkü bazı paraist herifleri, her televizyon açışımızda IQ muzu 120’nin altına düşürmelerine seyirci kalacak kadar kudurttuk.

Şimdi iyi seyirler
Siz olmadan kültürel çöküşümüzü kim destekler?
Kanal patronları parasızlıktan neyler?
Bayanlar beyler ne güzel yıkanmış beyinleriniz,
İzlemelisiniz hiç kalmamış kireç ve kiriniz
Söylediklerimin yerine ulaşması için ölmem gerekir,
Ardından duygusal bir müzik eşliğinde bir ana haber bülteni,
Ya da söylediklerimi gerçekten anlamanız gerekir ki bu çok zor

Şu kadarını ekliyim, ister anlayın ister anlamayın,
Söyleyeceğimi söylediklerimin özetine sayın,
Lütfen televizyonlardaki saçmalıklara kanmayın,
Ve beyniniz tümüyle küçülüp kaybolmadan televizyonlarınızı kapatın.




SENİ DEĞİL BENİ ALDIRMALIYDILAR BELKİ

DOĞMAMIŞ ABİM ÜZGÜNÜM VARLIĞIM İÇİN,
AMA İNAN ŞU AN BULUNDUĞUM YERDEN ÇOK DAHA İYİDİR VAR OLMAMAK.
SEN OLSAN BEN OLMAYACAKTIM, SAVAŞLAR OLMASAYDI ONCA ÇOCUK ÖLMEYECEKTİ,
İNSAN HER YAŞTA ÇOCUK AMA HER YAŞTA SAF DEĞİL,
KADER ÖNCE BİZİ YOLDAN ÇIKARMAK, SONRA DA “NEDEN YOLDAN ÇIKTIN?” DİYEREK SORGULAMAK İSTİYOR,
HANGİ BEBEK KÖTÜ DOĞAR?
HANGİ BEBEK KÖTÜLÜK DÜŞÜNÜR?
SEN SAFLIĞA DAHA YAKINSIN,
KÜÇÜK KARDEŞİM SAYILIRSIN,
***ÖLÜLER BÜYÜMEZ Kİ
BİLİRSİN, VE SÖZLERİMİ ANLARSIN.

KEŞKE SEN DÜNYADA OLSAYDIN VE BENİM YERİMİ ALSAYDIN, BELKİ BİR “LEVENT” OLAMAZDIN,
AMA ÇOK DAHA İYİ BİR “MERT” OLURDUN EMİNİM.
İSMİN NE ÖNEMİ VAR DEĞİL Mİ?
ABLAMIZA DAHA İYİ BİR KARDEŞ,
ANNEMİZE VE BABAMIZA DAHA İYİ BİR ÇOCUK OLURDUN,
BU ÜLKE İÇİN YAPAMADIĞIM YARARIM OLURDUN,
ŞANSIN VARSA TEMİZ BİR KIZ BULURDUN ONA AŞIK OLURDUN VE AŞIK OLUNURDUN
BEN BUNLARI BAŞARAMADIM,
YİNE DE YERİNE YANICAM CEHENNEMDE,
YANMAYI İSTEMESEMDE,
BAZEN DİYORUM Kİ;
KEŞKE ÖZEL BİRİ OLSAYDIM,
O ZAMAN DİĞER İNSANLARA NE OLURDU?
ONLAR DA İSTEMEZ Mİ MÜKEMMEL ADAM OLMAYI?
PARADOXLARA GİRDİM VE DAHA ÇIKIŞI BULAMADAN SÖZLERİMİ BİTİRDİM,
SEÇİM HAKKI HER ZAMAN 2 DİR,
2 KAPI ARASINDA Kİ KARANLIKTA BIRAK BENİ SEÇİYİM,
SENİ SEVİYORUM KÜÇÜK KARDEŞİM BENİM

***NAZIM HİKMET’İ SEVGİYLE ANIYORUM

ŞEYTAN FISILDADI BANA


NEFRET FAZLA YÜKLENMİŞ GEÇMİYOR.BİRİLERİ BİR ŞEYLER KANITLAMAMI BEKLİYOR.EĞER ÇOK UĞRAŞIRLARSA ALACAKLAR BELALARINI.İSTEDİKLERİ ŞİDDETSE VERECEĞİM İSTEDİKLERİNİ.DALACAĞIM BENİ SİNİRLENDİRENLERE BENİMLE UĞRAŞANLARA.ONLARIN İSE, ÖNCE HOŞLARINA GİDECEK İNDİRDİĞİM HER YUMRUK, ŞOK GEÇİRECEKLER BENDEN BEKLEMEDİKLERİNDEN, AMA KİMSE BENİ TANIMIYOR.NE KADAR ÖFKELİYİM HAYAL BİLE EDEMEZLER.YERE YATIRIP DERİLERİNİ TEK TEK PARÇALARKEN PİŞMAN OLACAKLAR İSTEDİKLERİNDEN.O ZAMAN DA İNSANLIKLARI AZACAK KORKTUKLARINDAN, TÜYLERİ ÜRPERECEK HER BAKIŞIMDAN.AKILLARINA GELMEYEN GERÇEKLEŞECEK VE HEPSİ O GÜNE AND İÇECEK BİR DAHA BENİ HAFİFE ALMAYACAKLARINA DAİR.EĞER BİRİLERİNE SALDIRMIYORSAM, BİLSİNLER Kİ BU İRADE.İRADENİN KIRILDIĞI YERDE BIRAKMAM HİÇBİR İYİLİK KIRINTISI İÇİMDE.

7)delilik&tembellik üzerine

ben de yalnızca sevilmek istedim, yanlış bir şey yapmamak adına çok fazla sabrettim

fakat bir insan delirmişse eğer sabrı kalmamış demektir 

ve işte o zaman ortak olur o deliye bütün nefretleri ve çıkartır içinde ki bütün iblislikleri
arkamdan konuşan gevşekler deli derler sorun diil 
yeterki yüzüme söyleyin akıl başta değilse yaklaşmak tehlikeli

şeytanım delidir meleğim akıllı zeka ise bendedir 

hangisini çıkartacağım karşıdakine bağlı 
öfkeli insan salak değildir ama akıl olmadan zapdedemez insan zekasını ve dönüşür cani zekaya ve dalgalar duruluncaya kadar estirir kasırgasını 
ve gözünü açtığında meleği ağlar etraftaki kanları görünce çıkartır pişmanlığını 
ve döker içinde sıkışmış bütün yaşları

bi sorun bakalım ben neler yaşadım, 

kim bilir belki de doğrusu delirmek değildi, 
mazoşistlik nedendir ki insan neden kendine zarar verir? 
kim bilir belki de başkasına acı çektirmeliydim 
ve hatta öldürmeliydim, belki o zaman delirmezdim 
bi sorun bakalım ben niye delirdim?
AKILLI KALMANIN TEK YOLU DELİRMEKTİR !!!


her taraf kalabalık, kalabalıktır her taraf, herkes yalnız, yalnızdır herkes...

herkes yalnızdır bu kadar kalabalıkken her taraf...

hahaaahhahahaaaaaaaaaa AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAğğğğhhhhh !!! 

....deliler hep yalnızdır. 

her sabah kalkıp bir önceki gün yapılmış işin aynısını yapmak çalışmaktır ama çalışkanlık değildir.
çalışkanlık, gelişim kaydetmeye çalışmaktır.
robotlar çok çalışır, ancak programlandıkları işten öteye gidemezler.
hep derler hani, karıncalar ve arılar çok çalışırlar, doğrudur,
peki bu onları çalışkan mı yapar?
robot çalışkan olabilir mi, insan olur !
hem çalışkanım hem de çalışıyorum
çalışkanım çünkü her gün uyanır uyanmaz beynimi işletiyorum yepyeni fikirler için
ufkum genişlesin diye değil, ufkun da ilerisini görebilmek için
çalışıyorum, çünkü ben hayatım boyunca zorunlu olduğum işler için çalışmaya çok çalıştım.
kimi zaman başardım da...
ve yine ben, hep çalıştım,sevdiğim işler uğruna,geceli gündüzlü,emekli özenli,hep çalıştım ben.
severek yaptığın bir iş üzerinde çalışmak çalışkanlık mıdır? .....hayır !
ama hiç şüphesizdir ki hergün aynı işi yapmaktan çok daha faydalı ve hayırlıdır,
yenilenmeye çalışmak ve sevdiğin bişeye emek vermek.
çalışkanlığın içine ediyim, bu kadar çalışmaya tembelsem ben eğer hala, bununla gurur duyuyorum :)) 

siz hata yaparsınız, özür dilersiniz
önemsiz derim, nezaket ederim
ben bi hata yapsam içime edersiniz
yahu arkadaş siz ne pişkin heriflersiniz
saysam yaptıklarınızı burdan karanlığa uzanır da
hala uzanmaz eliniz vijdanınıza
baksanıza ne hale geldim
niyetim yok cehenneme gitmeye ama intihar etsem bile anlamazsınız
lafım size der not bırakırım isminize ve soy isminize 
belki anlar beni ve bakarsınız kendinize
hep sizindir güzel yapılanlar (!)
ya da çevrenizdekilerindir güzel yapılar
ey kibirli insanlar
yere kapaklanıp diz çökün, ben geldim
kafanızı kaldırıp bakın, ne işlerin üstesinden ben geldim
sizin aksinize dertliyi kategorize emtedim, dinledim
kafanız hala kalkık mı? iyi öyleyse, gözlerime bakın
yazdıklarım çok daha anlamlı ve yalın
ne bir orta sınıf çocuğuyum ya da bir ihtiyar
nasihatlarım duyduklarınızdan da altındır
ne saat, ne gün, ne ay, ne asırlar yanımdan geçmez bile şu an
ben sonsuzum
işte bu benim mevsimimdir doğduğum.

hiç bir zaman sizin kadar sefil olmadım sizi aşağılık, kendini beğenmiş herifler
ukala doktorlar, şımarık mühendisler
yaşamayı haketmeyen mahluklar
fındık beyninizle beni ezme teşebbüsünde bulunan öğretmen kılıklı ucubeler
beni tanımıyorsunuz
hayal bile edemezsiniz çatlak zihnimden sızan fikirleri
sizi *rospu çocukları, cebimden çıkartır çöp olarak sallarım sizin gibileri
bana bulaşmak olur en büyük hatanız
başarı kazanmakla övünün zevzek itler
düşünemeyen put perestler
siz kazandığınız başarıya ve paraya taparsınız
budur sizi imansız yapan
yıllardır ne yaptınız?
geldiğiniz mevkiyle övünün işe yaramazlar
aynı lafları tekrarlar durursunuz
ödlek boku yemiş gibi yenilikten kaçınırsınız
o kadar çaresiz ve beceriksizsinizki bu beni güçlü kılıyor şu anki halimde bile
asla tembel olmadım, asla başarılıyı kıskanmadım
benim takdirim adam olanadır herşeyden önce
istediğinizi diyin, tembel diyin, başka bişey diyin
hepinizden fazla ben beyin işlettim, işletirim

....ve bazıları hala o çalışkan çocuklara gıpta ile bakarken
ben tek şey isterim
olduğumdan daha deli, olduğumdan daha zeki olmak, denilenden daha tembel denilmesini isterim,
tabulara uymam, kuralları ben belirler eskileri yıkarım
benden sonrakiler benim gibi olmak isterler ama sadece yeni bir kurala itaat ederler

KALP KRİZİ, DELİRME,ÇILDIRMA,BAĞIRILACAK BÜTÜN ANLAR
VE ELBET SİNİR KRİZİ
EVET EVEEEET !!! SİNİR KRİZİNİ BİLE SESSİZ YAŞIYORUM
AKLIMIN BİR KÖŞESİNDE YERÇEKİMİ GİBİ
İPİMİ ÇEKEN ZIKKIM KURALLAR ZİNCİRİ VAR
BUNA TERBİYE, YANİ AŞIRI TERBİYE DENİR
SİNİR KRİZİ GEÇİRİRKEN BİLE DÜŞÜNÜYORUM ACABA KOMŞULAR UYANIR MI DİYE
AMAN HA RAHATSIZ ETME, SAKIN HA
RAHATSIZ ETME ELALEMİN RAHATSIZ İNSANLARINI
ONLAR DEĞİL Mİ BURUNLARINI SOKMAMALARI GEREKİRKEN MUHALEFET OLANLAR
UNUTURMUYUM HİÇ?
BUNLAR BİRLEŞİNCE ORTAYA KONTROLSÜZ HAREKETLER VE PSİKOPAT Bİ ZİHİN ÇIKAR
TANRI DALGA GEÇİYOR BENİMLE, BEYNİMİ ÇATLATMAMI BEKLİYOR
DAHA NE KADAR DAYANIRIM BİLEMEM, KOZMİK Bİ MASKARA OLDUM TANRININ GÖZÜNDE
NE HALE GELDİM İŞE BAK
BENDEN İYİ YERLERDE OLANLAR VAR MISINIZ İQ TESTİNE?
TANIDIĞIM HERKESTEN DAHA ZEKİYİM 
AMA BUNU BİR TEK BEN DİLE GETİRİRİM
AĞZINI KIRDIKLARIM İÇTEN İÇE NASIL DA BİLİRLER LAKİN
HİÇ Bİ KÖTÜLÜK YAPMADIM BÜTÜN BUNLARI HAKEDECEK KADAR
BU NE REZİLLİK?
SADECE ÖFKEMİ NESNELERE VE KENDİME YÖNELTTİM VE ELBET YAZILARIMA
ANCAK BU İŞLER BİTSİN BİR DAHA ASLA İYİ OLMAYACAĞIM 
ÇÜNKÜ ÇOK SUSTUM
ALLAH IM BEN HALA NASIL KİMSEYİ ÖLDÜRMEDİM BU GÜNE KADAR?
YEMİN EDERİM GÖZÜM DÖNDÜ
BEN KAZANDIM BEN BAŞARDIM
İLİKLERİME KADAR BEN BEN BEN BEN !!!
O KADAR ÇOK BENCİL İNSAN GÖRDÜM Kİ
EVET DİBİNE KADAR KİBİR YAPIYORUM
HADİ YAKIN BENİ
YA DA DAĞIN BAŞINDA BİR KAZIĞA ÇAKIN BENİ
ÇÜNKÜ ZATEN FAZLASIYLA ÖDEYECEKSİNİZ YAPTIKLARINIZIN BEDELİNİ !!!

10 EKIM 2008 CUMA


8)arkadaşlarıma

Her zaman zorlanmışımdır birilerine hatıra defteri doldururken, özellikle de defterin başında “beni daima sev” gibi alakasız bir cümle varsa….ama her seferinde de çeşitli “dır dır” ve “vır vır” larla beni bu kompozisyon ödevine dahil ederler, tıpkı senin yaptığın gibi, eren kardeşim.

Bir yıl boyunca hep birlikteydik.kavga ettik, eğlendik, depiştik, danalar gibi boğuştuk, her gün aynı sidikli klozete oturduk, her gün aynı cem yemeklerini yedik, sabahlara kadar film seyrettik, tüm güçlüklere “çok kolay yaaaaaaaa” dedik….o yüzden ben, bizi bu defterle değil de, hafızalarındaki ve video-resim arşivindeki görüntülerle hatırlamanı istiyorum. Şimdi birkaç tavsiye ve alakasız cümleyle kompozisyonumu bitiriyorum….

Asla karşındakini enayi yerine koyma, saf zannetme. asla cem in yurdunda kalma. Asla sevdiğini aldatma. Ailene her zaman dürüst ve iyi ol, unutma herkes sana sırt çevirse bile onlar yanındadır. Ne zaman çıkmaza düşersen önce Allah’a sığın sonra kıçını kaldırıp kurtulmaya bak. Az önce tuvaletten çıktığımda şunu gördüm: insan her zaman dünyaya iyi şeyler bırakmıyor… sen yine de elden geleni yap. Ha bu arada, karikatüre ve dalgıçlığa devam et, başarılısın. Sana karşı ne hatam olduysa affola….hakkını helal et…..Allah’a emanet ol….

Dip not: kapak kızının bacakları çok güzel, hmmmm!!!

ankaradaki eren için

unutulmayı da ; unutmayı da en iyi sen ve ben biliriz. kalbim hasarlı, duygular bedeni ve beyni harap ve bitab bıraktı. hasret kaldım onun kokusuna, hasret kaldım hayalini kurduğum o arkadaşlıklara. o kadar çok şey gördüm, ne bilir ne de anlar onlar. varsalar baksalar bir kuru yazı daha bulurlar Levent'ten. yüzlercesinden bir tanesi. derler belki "yine her zaman ki hali" ...ne geçmez günler, ne uzun bir hayat...

karanlıkta kaldılar, ne zaman yoktum yanlarında? karanlıkta kaldım çıt bile çıkmadı çevremden. ne zaman karanlıkta kaldılar o zaman hakkımı teslim edip beni anladılar. ne hale geldik? dürüst,samimi ve açık sözlü olmak gerekli; komik haldeyim. sayfalara yazmak yerine sanal ortama aktarıyorum insanlığımı. ne kadar basit ne kadar soyut ne kadar ruhsuzca. şimdiki ilişkiler gibi... o yüzden seni bir ayrı seviyorum ve o yüzden ankaraya geldiğimde sana bir ayrı sarılacağım, çünkü sen hepimizden daha çok insansın, belliki sen hepimizden daha da güçlüsün. neler yaşadığını kim bilir, kim anlar?? ...sadece tahmin.

ankara benim yokluğumda beni çok özledi.en çok sen aradın, en çok sen sordun beni, aynı sevgiyi göstermem miydi nedeni? her ne olursa olsun. sen hesap sormadın aramadım diye, sen önemsemedin boktan bir doğum günü kutlamasını unutmamı. çünkü insan birbirini çok çok iyi bilir. aranmasa da sorulmasa da bilir ki, bazı insanlar düşünüyordur onu ve o düşünür bazı insanları.

"sosyalleşme" sitelerine mesaj bırakanlar, acınası bir umutsuzlukla mesaj gelmesini bekleyenler, yazılan yazılarla duygusallaşan insancıklar.... 2 damla sevinç 2 damla göz yaşı sonra bir başka pencere açılır sanal hayatta ve unutuluverirsin bir andan da birden bire. tıpkı şimdiki ilişkiler .

ankara özledi beni yokluğumda,özleyen insanların ismidir şehrin ismi... ve ben de içimde kalan hayatı ve hayalimdeki arkadaşlıklarımı; özledim ankarayı...ne tuhaf değil mi? insanlar sırf tatmin amaçlı yorum bırakırlar birbirlerine... trajik değil mi? yorum bıraktım sana ama senin haberin bile olmayacak bundan... biliyorum, çünkü sen sanallıktan uzak, sen gösterişten uzak, yalın bir hayat yaşıyorsun. bilgisayar kullanamamandır belki, seni bizden biraz daha İNSAN yapan...
ankaramdaki simoş için



"her yazar yalnızca 1 okur için yazar"
hep tek taraflı düşünürler bu sözü bence çift yüzü var.

her yazar yalnızca 1 okur için yazar
her yazar yalnızca 1 okur (yazarın kendisi) için yazar.

umarım en kısa zamanda aklım başıma gelirde kendimi daha iyi ifade edebilirim.
kelimeleri karıştırmak çok can sıkıcı bir durum.
neyse
Hakanı hep kendime yakın görmüşümdür ama ilk kez kendime bu kadar yakın görüyorum.
sağol zaman ayırıp yazılarımı okuduğun için...

9)aileme

küçüklüğümde annem, gecenin en karanlık zamanlarında gelir, üstümdeki pikeyi dalgalandırır; serinletirdi beni, sıcak adana gecelerinde...ve ben uyur gibi yaparken, açık penceremden yüzüme akan o tatlı rüzgar..anlatamam ama unutulmazdır o anlar.... büyüdüm, ama hala alırlar üstümde ki sıkıntıyı, siniri ve kederi..yoksa şimdi bambaşka biri olmamam, yoksa bir katil olmamam mümkün değildi ..öyle şefkatlilerdi... rüzgar gece ve annem